Teşkilatçılık ile Şirket Yönetilebilir mi?

Ali M. Turgut
3 min readJan 4, 2021

--

7 senedir teşkilatlı bir siyasi mücadele yapan bir kişi, çalışan yönetiminde aynı yöntem ve esaslarla şirketini yönetebilir mi? Örgütlenme birikimini, şirket kültüründe devam ettirmesinin sonuçları ne olur? Bu yazı dahilinde bunu inceleyeceğiz.

TEŞKİLATÇILIĞIN ESASLARI

İlk olarak Enver Paşa’nın başlattığı Paramiliter İzci Ocakları’nın teşkilat şemasına baktığımızda, İzci Ocakları’nın bir şirket gibi yönetildiğine şahit oluruz. Bu ocakların şemalarında bulunan hiyerarşik yapılar ise doğal olarak şirketlerin yapılarına benzerlikler gösterir ve şirketin kendine belirlediği misyon ve vizyonlar da bir ideal üzerine inşa edilmiştir.

I. Cihan Harbi sonrası İngiliz Şirketler Birliği Başkanlığı yapan General Baden POWEL’in 1907 yılında ilk izci grubunu oluşturarak uygulamayı başlatması, 1908’de örgütlemesi ve “Scouting For Boys” adlı kitaptan ihraç ettiğimiz İzcilik şemalarının da bu bağlamda bir şirket yönetiminde gördüğümüz birkaç benzerlik üzerinden devam edebiliriz.

En bilinen Osmanlı Şirketi Haliç-i Dersaadet Şirket-i Hayriyesi örneğine baktığımız zaman, bu şirketlerin subaylar tarafından idare olunduğu ve Harbiye Nazırlığına bağlı olduğu görülmektedir. Diğer bir Osmanlı Şirketi Şirket-i Hayriye, Reşid Paşa’nın desteği ve Sultan Abdülmecid’in emri ile kurulmuş ve kamulaşana kadar Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından idare olmuştur.

I. Elizabeth’in emriyle kurulan sömürge Hindistan’a kurulan East India Company idarecileri de birer İngiliz subayı ve hatta generalleriydi. Ana sektörü uyuşturucu olan bu şirket, diğer ülkelere afyon vb. maddeler ithal etmekteydi ve aktif olarak tacirlik yapıyordu.

2 yerli, 1 gayr-ı yerli örneği incelediğimiz zaman ilk şirketlerin de askerlik içtimai yapısının içinde olduğu, askerler tarafından idare olunduğu ve örnekte bulunan 2 farklı devletin de Prusya askeri doktrini ile yönetildiği gibi Prusya Doktrini üzerinden yönetim yapıları oluşturulmuştur.

Günümüz teşkilatçılığı/örgütçülüğü de bu esaslar üzerinde şekillenmiş ve günümüz siyasi teşkilatların da aynı şirket yönetilir gibi kâr odaklı birer topluluk olduğu aşikardır. Siyasi partiler veya topluluklar da hayatta kalmaları için kâr odaklı siyaset yapar, kampanyalar düzenler veya bağış nedenleri ortaya çıkarırlar.

Bu siyasi topluluklar da aynı şirketler gibi belirli yöneticilerin olduğu, muhasebesine bir “sayman” tarafından bakılan ve saymanın ikinci adam olarak sayıldığı bir kâr odaklı şirketlerdir. Bu siyasi topluluklar da aynı şirketler gibi yıllık planlarını yapar, aidat hedeflerine yönelik siyasetler yapar ve bu siyasetler üzerinden bir kapital hedeflerler.

Bunu yapmayan siyasi partilerin ise yaşama koşulları sağlanamadığı için düşük oy, zayıf teşkilat ve kırılgan bir siyaset izlediği kesindir. Aynı şekilde siyasetlerini belirli bir kapital hedefine endekslemeyen ve fedakarlık vurgusu ile bağış kampanyalarına pazarlamayan toplulukların son tüketim tarihi çok yakındır.

Siyasi partilerin, paramiliter grupların veya şirketlerin yönetimleri, Prusya Doktrini üzerinden şekillenmiş, bu şeklin de ortak dilleri ve ortak pazarlama stratejileri oluşmuştur. Bu ortak stratejiler de yönetim yapılarını oluşturmuş ve şimdi bile emekli generallerin CEO olduğu birçok şirket görebiliriz.

Teşkilatçılığın esaslarını şu şekilde tanımlayabiliriz:
1. Gaye/İdeal
2. Yer
3. İnsan
4. Zaman
5. Malzeme

Bu esasları ise bir hiyerarşi ile hudutlarını belirleyerek topluluk oluşturmak ise bir teşkilatın işleyiş çarkını oluşturuyor. Şirketler de ise misyon, yerleşke, istihdam, zaman ve ürün esaslı bir ekosistem içinde olduğuna göre, şirket de bir teşkilat ve yönetilmeye muhtaç bir kâr odaklı topluluktur. Kâr merkezli olan siyasi partiler, kurumlar ve şirketleri de bu esasta değerlendirdiğimizde teşkilatçılık ile şirket yöneticiliği yapılabilir fakat teoride.

KÂR ODAKLI KİRALIK ORDULAR

Dünya, örneğini, Irak’ta ABD’li şirket Blackwater “şirket” askerlerinde görmüştü. “Paralı askerleri” organize eden şirketler “savaş girişimcisi” olarak “kâr” elde eden holdinglere dönüşmüştür.

Türkiye’de Uluslararası Savunma ve Danışmanlık Şirketi adında bir şirket var. Sahibi emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi. Aynı zamanda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın danışmanları arasında bulunan Tanrıverdi’nin şirketi SADAT, silahlı birlik kurmadıklarını, sadece eğitim verdiklerini ve danışmanlık yaptıklarını açıklamıştı.

Bu holding askerlerinin uluslararası savaş hukukuna tabi olup olmadıkları da bir yana kalsın, sürekli daha fazla para verenin emrine giren eski lejyonerler geleneğini sürdüren bu yapıların varlığı ise birçok devletin elini rahatlatmıştır.

Bu yapılar ise esasında bir şirket ama bir ordudur. CEO bir ordu komutanı, CFO bir Sayman ve İK’sı da personel başkanı olarak görev alır. Ordu düzeni devam ettiği gibi hiyerarşik yapı, işleyiş modeli ve gelir modeli Facebook’tan farksız, Twitter’dan hallicedir.

GLOBAL ŞİRKETLERİN BAŞINDA OLAN GENERALLER

Huawei’nin CEO’su Ren Zhengfei’nin bir general olduğunu ve buna benzer birçok başarılı Çin şirketinin başlarında askerler olduğunu biliyor muydunuz?

Türkiye’de bulunan birçok şirketin başlarında Eski Hava Kuvvetleri Komutanlarından tutun, Emekli Kurmay Albaylara kadar geniş bir yönetici skalası önümüze çıkıyor.

Devam edecek.

Sign up to discover human stories that deepen your understanding of the world.

Free

Distraction-free reading. No ads.

Organize your knowledge with lists and highlights.

Tell your story. Find your audience.

Membership

Read member-only stories

Support writers you read most

Earn money for your writing

Listen to audio narrations

Read offline with the Medium app

--

--

Ali M. Turgut
Ali M. Turgut

Written by Ali M. Turgut

rahatsızlıklarını ve çözümleri yazar, tasarlar ve adım atar

No responses yet

Write a response